PSİKOTERAPİ NEDİR?
Bireyin yaşadığı ruhsal, zihinsel, duygusal, duyumsal veya davranışsal sorunların çözümlenmesine, ruh sağlığının geliştirilmesini ve korunmasını sağlayan tekniklerin genel ismidir. Psikoterapi her şeyden önce 3. doğumdur. Bilinçli ve bilinçdışı çatışmalardan dolayı bozulan ruhsal dengeyi sağlamak, psikolojik eğitim vermek, düşünce ve duygu alışverişi kurmak, danışanların kendi bedenleri ve duygularını tanımalarını sağlamak (çoğu insan bunun farkında değildir.), çatışmaları çözümlemek ve bu çatışmalardan doğan kaygı ve gerginlikleri azaltmak, ilişkileri iyileştirip olgunlaştırmak için kullanılan tüm teknik ve yöntemlere psikoterapi denir.
Günümüzde bireysel psikoterapi uygulamalarının yanı sıra, çift/evlilik ve aile terapileri ile grup terapi uygulamaları da giderek yaygınlık kazanmaktadır. Genel olarak karşılıklı konuşma şeklinde ilerleyen psikoterapi süreci, kullanılan terapi ekolüne veya danışanın ihtiyaçlarına göre daha farklı teknikleri de bünyesinde barındırabilir.
Psikoterapi süreci içerisinde terapist danışan için neyin doğru, neyin yanlış olduğuna karar vermez ve kendini daha iyi hissetmesi için neler yapması gerektiği konusunda ona tavsiyeler vermez. Değişim doğrultusunda danışanın bulamadığı çözüm yollarını doğrudan belirleyip danışana empoze etmez. Psikoterapi sürecinde terapist, danışanın kendi duygu ve düşüncelerini fark etmesi, eksik kalan ihtiyaçlarını keşfetmesi, kendi duyguları ve ihtiyaçlarıyla ilgili sorumluluk alması ve çevreyle uyumlu bir şekilde bu ihtiyaçlarını karşılamak için kendi çözüm yollarını araştırması doğrultusunda çaba harcar. Yani psikoterapi süreci, yakınlarımızla yaptığımız dertleşme veya sohbetlerden farklı olarak, kişisel farkındalığı arttırmaya yönelik kuramsal bilgi ve uygulama deneyimlerine dayanan bilimsel bir süreçtir.
İyi bir psikoterapi süreci öncelikli olarak terapist ile danışan arasında kurulan ilişkinin kalitesine bağlıdır. Danışanın gerçekte olduğu haliyle kabul gördüğünü, yargılanmadığı ve kendisiyle empati kurulduğunu hissetmesi, güvene dayalı olumlu bir terapi ilişkisinin temelidir. Bu nedenle danışan terapistini seçerken bu özellikleri dikkate almalıdır.
Öte yandan, terapi sürecinin başarıyla tamamlanabilmesi için seansların düzenli olarak devam ettirilmesi oldukça önemlidir. Bu nedenle eğer danışan terapistiyle anlaşamadığını düşünmeye başlarsa, doğrudan terapiyi sonlandırmak ve başka terapistler aramak yerine, öncelikle durumu terapistiyle paylaşma yoluna gitmelidir. Bu paylaşım her iki taraf içinde büyümeye hizmet edecek geribildirimler sağlayabilir.
